Türkiye gazetesi yazarlarından Süleyman Özışık HDP'nin kapatılma davasına başka bir açıdan değerlendirmelerde bulundu.
Süleyman Özışık yazmış olduğu köşe yazısında HDP'nin kapatılacak olmasına karşı çıktı. Özışık bunun nedenlerini de dikkat çeken sözlerle açıkladı.
HDP kapatılırsa ne olabilir? Süleyman Özışık'ın Türkiye gazetesindeki köşesinden ilgili bölüm şu şekilde :
Nice zamandır HDP'nin kapatılıp kapatılmaması gerektiğini tartışıyorduk. Bir kesim kararlı bir şekilde HDP'nin kapatılması gerektiğini savunuyordu. Diğer kesim ise kapatılmaması gerektiğini...
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin bu tartışmalar arasında Anayasa Mahkemesi'ne kapatma davası açtı. Görünen o ki önümüzdeki birkaç ay boyunca bu meseleyi enine boyuna tartışmaya devam edeceğiz.
Doğrusunu isterseniz ben bugüne kadar HDP'nin kapatılmaması gerektiğini savundum. Bugün de aynı görüşteyim.
Niyesini şöyle anlatayım.
Eskiden beri parti kapatmalar, seçmende bir mağduriyet hissi uyandırıyor. Partisi kapatılan siyasetçiler etrafında bir kümelenme oluşuyor.
Bunun örneklerini geçmişte pek çok kez gördük.
Bundan birkaç yıl öncesine kadar yüzde 3-5 civarında oy alan PKK'nın partisi, kapatılan partileri nedeniyle oluşan mağduriyet üzerinden yüzde 10-13 seviyelerine ulaştı.
Suç işleyen partililer daha güçlü şekilde siyaset yapmaya devam ederken, kapatılan ya da yasaklanan sadece tabelalar oldu.
Korkarım ki yine aynısı olacak.
Ben parti kapatma yerine hazine yardımının kesilmesi meselesini epey zamandır dillendiriyordum. Çünkü ben böylesi bir cezanın, kapatma kararından çok daha etkili olacağına inanıyorum.
Kaldı ki önceki gün açılan kapatma davası öyle eskiden açılan davalara da benzemiyor.
Şu anlatacaklarım sizleri şaşırtabilir ama gerçek şudur:
HDP'liler eğer isterse bu parti kapatma davasından bir çırpıda kurtulabilir. Haklarında siyaset yasağı istenen 600'ün üzerindeki HDP'li de paçayı kurtarabilir.
Şöyle anlatayım.
Anayasa Mahkemesi partinin kapatılması davasını yürüttüğü sırada HDP'liler toplanıp partinin lağvedilmesini kararlaştırırsa, dava kendiliğinden düşmüş oluyor. Haklarında siyaset yasağı istenen kişiler de dava düştüğü için cezadan kurtulmuş oluyor. Sonrasında stepne bir partiye geçip yollarına aynen devam edebiliyorlar.
Yani ceza sadece HDP tabelasına kesilmiş oluyor.
Yani atılan taş kurbağayı ürkütmeye bile yaramıyor.
İşin bu boyutu bir yana.
Açılan ve hiçbir işe yaramayan bu dava üzerinden Avrupa ile düzelen ilişkiler ağır yara almış olacak.
Gönlümden geçeni soracak olursanız "Anayasa Mahkemesi sadece hazine yardımından mahrum bırakacak bir karar alırsa çok iyi olur" derim.
Çünkü kapatma kararı HDP'yi bitirmez, aksine büyütür. HDP'nin bugün güçlü olmasının iki ana nedeni var.
Bunlardan birisi devletin yaptığı trilyonluk hazine yardımı, diğeri ise terör örgütü PKK'nın silah gücü...
PKK'nın silah gücü güvenlik güçlerimizin müthiş çabası neticesinde bitti bitiyor.
Hazine yardımı kesildi mi sırtını PKK'ya dayayanların hareket kabiliyetine büyük darbe indirilmiş olur.
Yani kusura bakmayın ama...
Devlet HDP'yi kapattıktan sonra kurulacak yeni partiye hazine yardımı yapmaya devam edecek mi etmeyecek mi?
Bir başka deyişle devlet bir yandan savaştığı teröristlere diğer yandan silah sponsoru olacak mı olmayacak mı?
Sorulması gereken, çözüm bulunması gereken nokta burasıdır. Bu sorun çözülmeden bir adım ileri gitmek de mümkün değildir.